İLKYAZ TÖRENİ
Özlemler biriktiriyorum nicedir
yüzümü çevirip içtenliğin eski güneşlerine,
Eros'un bağbozumu sofrasında yüreğim.
Ah, böyle bir anda karıma inat
cenazeme gelse sevdiğim bütün kadınlar;
gözleri cıvıl cıvıl kuş seslerinden
çocuklar avluyu doldursa bana inat!..
Bir buluşma-buluşmama ikircimi içinde
üstelik herkes kendini arıyor olabilir o anda
"sen arama, ben buldum" teranesiyle.
Uykulara dalınınca bütün bir kış
ne bir ışık belirir sabahlar üzre,
ne bir sevgi, ne bir aşk;
belli, yaşam bir yalnızlıksa suç kimin!..
Ve dağlar duysa da duymasa da
delik delik deler geceleri
şairin kendini kanırtan sesi.
Sesler içinde suskun
yoksunluğun homurtusu posta trenleri
o sıra geçiyor olabilir bizim köyden.
Bir de cemre düşmeye görsün sevdalara
erkenci horoz olmaya yekinir de kalemim:
-Yaz, der, yaz;
bir daha bulamayabilirsin bu töreni.
Eskiden böyle düşünmezdi doğrusu
belleğim yanıltmıyorsa beni.
İmgelere nereden bulaştı bu hüzün peki,
bu geçmiş özlemi yüreklere, nereden?
Ey şair, hangi iklim hükmünde olursan ol,
başladığın eylemi sürdürmelisin!