Bir başkadır doğulu kadını,
Hüzünlü ama mağrur,
Kır çiçeklerinden almıştır ürkekliğini…
İçine saklanmıştır berdel edilen duyguları
Ellerine ezilen kınada ezilmiştir kara yazgısı
Kangren olmuştur yaralarının sargısı
Kar eylemez yen içinde kırılan kolunun sancısı
Her nefesinde kader der başka bir şey demez
O doğunun kadınıdır
Ne batıya ne avrupaya benzemez!
Onbeşinde gelin olur
Al yazması kan olur beyaz gelinliğine
Kertilen beşiği çocuk ellerinde bebek beler
Törenin kurşunu kan kusar güzelliğine.
Arzularını gömer yakuttan susmalarına
Hayallerini kurban keser yazgısının kalemine
Duyguları müebbeten uyur
Gün görmemiş bahçenin gülsüz asmalarına
Sinesindeki kara yanık,
Hiçbir güne gülemez.
O doğunun kadınıdır
Ne batıya ne avrupaya benzemez!
Düşünmek erkek işidir doğuda
Doğu kadını düşünemez
Hakkı yoktur uslu işlere
Sevdalanmak, âşık olmak ne haddine
Haddini aşsa da kavuşamaz
Ölür bütün sevgileri
Törenin iki dudak arasında.
Derdini anlatmaktır muradı kaderin yargıcına
Yutkunur yutkunur konuşamaz.
Boynu bükük garibim
İçine akıtır kanı ağlamaz
O doğunun kadınıdır
Ne batıya ne avrupaya benzemez!