Bizans'a benziyor aşkımız,
son demlerini yaşıyor.
Düşünüyorum da,
yüzlerindeki parıltı
caddeleri dolduranların
ya da öbek öbek toplananların
köşebaşlarında ve meydanlarda
fısır fısır konuşanların
yüzlerindeki parıltı,
bana bakıp da
saçını arkaya atarken
yüzünde görülen
parıltıya benziyordur.
Düşünüyorum da,
uzun uzun konuşmamışlardır,
konuştukları da havadan sudan,
bir şeyler söylemeye çalışıp
duraksamışlardır,
anlatmayı becerememişlerdir
söylemek istediklerini,
yeniden vazgeçerek
birbirlerine bakıp
yere indirmişlerdir bakışlarını.
Çok eski ikonlar mesela
böyle parıldar
yanan bir kentin alevi gibi
veya yaklaşan ölümün ışıltısı
gencecik ölenlerin resimlerinde,
geride kalanların anılarında yaşayan.
Sana doğru döndüğümde
yatakta, uzun yıllar önce yanmış
bir kiliseye girer gibi oluyorum
ikonların gözlerindeki
is kalmış yalnızca,
içleri onları yok eden
alevle dolu.