Balkondan bakıyorum baygın baygın
Dik açılımlı açılarıyla acıların.
Bahçemin köşesinde yeni yıl çamı gibisin.
Tomurcuksuzsun, çiçeksizsin, meyvesizsin.
Yeşilin gözlerimi boyuyor ton ton.
Boyalı gözlerimde köpekler havlıyor.
Gecenin karanlığında cırcır böcekleri …
Yaralı yüreğimde kırkayaklar yürüyor.
Bulutlar gözyaşlarını taşıyor aklarında.
Damlalar yangınlarda parça parça ufalanıyor.
Ey saçlarını çözdüremediğim sevgili,
Ben, senin için ölecek değil miydim?
Saçının kokusu değil mi beni büyüleyen?
Yüzyılların nazını çekmek mi tüm çilem?
Savaşlar, yangınlar, çöller, seller, depremler…
Bütün atlar dörtnalda,
Bütün kartallar havada,
Dudağımda ıslığı donmuş bir kovboy …
Düğünlerde ' Domdom Kurşunu”yla oynamalar…
Sinemalarda yıkanmadı mı duygularımız?
Sen yine aynı bahçenin köşesindesin.
Yine tomurcuksuzsun, çiçeksizsin, meyvesizsin.
Gözümün açılımında kapanıktı yüzün.
Yüzünün açılımında kamaştı gözüm.
Aşkımız yine ıskalandı iki gözüm.
Yaşamak yerine gerçeğini yaşamın
Yüzyıllar sonra yine efsaneyiz.
Mecnun'uz, çöllerdeyiz.
Yeşil ördek gibi göllerdeyiz.
Su bendinden akarken
Biz kendimizden kaçıyoruz.
Burçlara, bayrak yerine, derdimizi asıyoruz.
Hikâye sonlarında ellerim kelepçeli yine,
Sen ilâhi eşliğinde gidiyorsun omuzlarda.
Sevenlerimizin gözleri yaşlı,elleri selpaklı.
Öykünemediğimiz şeyler o kadar çok ki:
Kelebeğin uçuşu, bebeğin gülüşü, suyun akışı …
Ekranda dondu kaldı- ne yazık ki-
Üç maymunu oynayan bir öküzün bön bön bakışı.
(01.09.2009)