Suya Düş'tü Söğüt Dalı
Kıyıya vurmuş bir söğüt dalıydı sevda,
Yumdu gözlerini, hissetmekti istediği,
Ürkekçe bıraktı, kendine uzanan ellere,
Ellerini...
Temkin de tedbir de, kâr etmedi hani,
Adı-adımı nereye varacak, hiç düşünmedi.
Güvendi, sevdi... sadece yaşamak istedi,
Sevda adına bahtına biçileni…
En başından bilmeliydi,
Kalbe gölgesi düşüşünce sevdanın,
Akıntıya kapılıp, sağa sola çarparak,
Sürükleyeceğini,
Bilmeliydi ya, kaptırmıştı bir kere.
İpin iki ucu varsa, biri kendi elindeydi,
Sımsıkı tutmuştu, kopsa düğüm atarlardı da,
Hem kendisi, hem sevdiği düşecekti yüzüstü,
Elinden bırakırsa…
Her kopuşta da bir düğüm atacaklardı,
Ve gene o düğüm, acıtacaktı canlarını.
Oysa sevdalar iki kişilikti,
Biri kaçırınca ipin ucunu elinden, tutacaktı diğeri.
Olmadı...Olamadı...
Sığlaştı sevgileri, sıradanlaştı hisleri...
Şimdi sevdanın gözü yaşlı,
Suya düş söğüt dalı hesabı,
Köşesine çekildi beklemek üzere,
Sevdiğinin, ellerine uzatacağı elleri …