Sensiz, Seni Düşünürken
Bazen çiçeklerle bezeli bir bahçede,
Bazen filozofça bir masanın başında,
Bazen bir geminin güvertesinde martıları izlerken,
Bazen bir tren istasyonunda beni beklerken…
Bazen bir apronda iki yana açmışsın kollarını,
Bazen uzun bir yolculuğa çıkmışız,
Nereye olduğunu düşünmeden,
Önümüze ilk çıkan otobüse atladığımız gibi…
Oturmuşuz beş ve altı numaralı koltuklarımıza,
Pencere kenarına ben, koridor yanına sen,
Yaslamışız başımızı omuzlarımıza,
Saçlarımız karışmış, yüzümüze ve saçlarımıza…
Sımsıkı tutmuşsun, avuçlarında ellerimi,
Usulca siliyorsun, alnımdaki terimi,
Mola yerlerinde, bir bardak çay alıyoruz,
İkimiz aynı bardaktan, içelim istiyoruz…
Ve sonu hiç gelmeyecek, bir film izliyoruz sessizce,
Önce sen kayboluyorsun karelerden, ardından ben,
Öylesine dalmış ve öylesine tutunmuşuz ki birbirimize,
Fark etmemişiz gözlerimizi açtığımızda
Düşler ülkesinden, sürgün edilişimizi dünyaya…
Senli ve sensiz hallerimin özeti işte böyle,
Bazen avuturum kendimi, hiç gerçekleşmeyecek düşlerle,
Bazen midye misali tüm pencerelerimi kapatırım dünyaya,
Yani Sevdiceğim; seninle her şey çok güzeldir de....
Kurduğum bütün hayaller, kâbusa döner sensizlikte…