Sana, Seni Yazıyorum...(Nesir)
Bu gün senin için yazıyorum canım, sadece senin için.
Ben sana hep bebeğim derdim biliyorsun, bunu duymaktan çok hoşlanırdın,
hatta vefat etmeden bir saat öncesine kadar saatlerce konuşmuş ve iyi olduğunu
Allahın izniyle daha da iyi olacağını söylemiştim. Daha doğrusu doktorların öyle
söylemişlerdi, biz de inandık elbette. Zaten başka yapacak bir şeyimiz de yoktu.
Sadece seni mutlu etmek ve acılarını sevgimizle, ilgimizle hafifletmeye
çalışmaktı tek yapabildiğimiz. Bir yandan da hayatımızın idamesi için çalışmamız
gerekiyordu biliyorsun. Ancak son zamanlarda emekli olmak ve seni hiç yalnız
bırakmamaktı tek düşüncem, bunu sana da açıklamıştım. Sen duygularını fazla belli
etmezdin, ilgisiz görünürdün her şeye ama kırk yıl öncesini sorsalar daha dünmüş gibi
hatırlardın. Nedendir bilemem belki de Kulunun Allaha yaklaştığı an olduğu için mi
yoksa geride kalanlarının daha metin olması için mi? Onu da bilmiyorum. Yüce
yaratanın her işinde bir hikmeti var biliriz ve inancımız da tamdır çok şükür.
Uykum geldi diyerek odana gitmenle benim senin yanına gelmem
arasından tam olarak ne kadar süre geçti bilmiyorum, yarım saat mi belki de 45 dakika
bu süre içerisinde holde gidip geldin, zaten senin de bildiğin gibi kulağım hep sende
olurdu. Bu defa ne oldu da haber vermeden gittin bebeğim, ela gözlüm. Gittin ve beni
yarım bıraktın, yarım kaldım ve sen giderken hiçbir şey yapamadım.
Yapamadım işte; Sonra Cankurtaran geldi, doktorlar kalp krizi dediler
ölüm sebebine, hani Cankurtaran diyorlar ya bu araçlara, işte ben bundan biraz
kuşkuluyum, gerçi bir keresinde yine bir kış günü komaya girmiştin de ben HIZIR ACİL
SERVİS diye polis imdat numarasını çevirmiştim. Emniyet Müdürlüğü göndermişti
Cankurtaranı da seni fakülteye yetiştirmiştik.
Bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra iyileşmiştin. Sonra da benimle
alay etmiştin 155 le 112 arasında nasıl bağlantı kurdun diye. Bu defa olmadı bebeğim
yetiştiremedim. Üzgünüm tarifi yok, tesellisi ise hiç yok. Tamı tamına 13 yıldır
alışmıştık, koma hallerine, yoğun bakım servislerine, gözlem odalarına ama, bizi sensiz
bırakıp gideceğini hesap etmemiştik, çünkü sana ölümü hiç yakıştırmamıştık.
Rabbim mekanını Cennet Ruhunu Şad etsin nur içinde yat birtanem.
9 Mart 2008
Hatice Ak