Çelişik
akşam vakitleri, ufka her kızıl düştüğünde,
hüzün kapardı gözbebeklerim, dinlerken kendimi,
bir daha doğmayacakmış güneş, gün boyu yanımdasında,
seni benden gün batımlarının kızılı alıyormuş gibi…!
karmaşık...!
oysa ne gün içinde, ne gecemde yoktun,
ve yoksuldum ben, işte öyle bir hava var bu gün,
biraz gri, nemli ve yağışlı, tıpkı gözlerim gibi…!
bir başına...!
gene bir başınayız yüreğim anlayacağın, tabiat denen sayfada
bir ben, bir de bendeki öteki ben, iki ayrı yaşam gibiyiz,
hani minicik çukurlarda birikmiş yağmur sularına taş atılmışda,
ben bir yana, öteki ben başka bir yana savrulmuş, dağılmışız gibi...!
dalga-dalga... yana, yana... yan yana...…!
ne kar vardı ne fırtına, alabildiğinde dingindi hava …
yağmurda yoktu biraz öncesine kadar aslında,
aniden anlaşılmaz bir biçimde her yan buz kesti
usuma düşünce hayalin, üşüdü yüreğim, üşüdü dağlar,
adı sensizlik üşüdü...!
tepeler üşüdü, denizler bile üşüdü gibi …!
ne kadar direndimse de nafile,
bazen aklım ağır basıyor, bazen duygularım,
şeytan azapta gerek derler ya, işte o biçim,
hani kandırdığı anları tartıya vursak,
hiç de azımsanacak değil gibi …!
aklım ne denli realist ise sevmeye karşı,
yüreğim o denli duygusal,
al sana istemediğin kadar sevgi,
uyarına gelirse... der... gibi...!
aklım ve duygularım birbiriyle çelişik…!