Bizi Yaktılar Baba
Evimize gittim baba
Keşke gitmeseydim, içim yandı
Nasıl desem sana
Üzmeden nasıl anlatsam bilmem ki…
Yanmış baba, evimiz yanmış
İçindeki eşyalarla birlikte
Çay içtiğin bardağın
Abdest aldığın ibrik
Üzerine oturduğun taş bile…
Evimizin önündeki dut ağacı
Hatırlarsın işte
Meyveleri olgunlaşınca düşerdi yerlere
Ve sinekler çoğaldı bu ağaç yüzünden diye
Kızar, arada bir kesmeye yeltenirdin ya
İşte o baba, yanmış sadece kuru dallar kalmış…
Gölgesinde yıllarca barındığımız yazlığımız
İncir ve elma ağaçları da
Tanınmaz haldeler
Ve daha neler neler
Canlı hiçbir şey kalmamış ki...
En acısı da, anamın lastik pabucunun teki
Ve yarısı yanmış zeytin ağacının yeşil dalı
Ki; yangına inat verdiği birkaç zeytin tanesi
Yandım baba, gördüklerim bir kez daha yaktı…
Hani yıllardır yakıştıramadığım
Alışamadığım yokluğuna
Bir kez daha ağlıyorum baba
Ama bu defa gözün gibi esirgediğin
Ağaçlarınla birlikte…
Sana gelmiştim baba
Ne çok isterdim güzel şeyler anlatmayı
Ama olmadı baba, evimizle birlikte
Geçmişimizi, çocukluğumuzu
Anılarımızı bizi yaktılar baba…
Bizi Yaktılar Baba…