[H] >  [Hatice Ak Şiirleri] > Ben Ben Miyim? Şiiri
Sponsored Links

Hatice Ak - Ben Ben Miyim?

Eklendi:
Yeni Şiir Eklemek İçin Tıklayın Şiir Ekle      Hata DüzeltHata Düzelt
Ben Benmiyim
Ben bebekken çok sık hastalanırmışım yine bir gün hastalanmışım. Anam sırtına sarmış doktora götürmüş, tabi o zamanlar motorlu araç ne gezer, at çok nadir bulunur, varsa yük taşımaktan sırtı yara olmuş eşek, o bile çok lüks bir taşıt. Eh o kadarcık itibarımız olsun değil mi?


Neyse belki benim üstüme titremelerinin asıl nedeni, daha ben 3–4 aylıkken anam trafik kazası geçirmiş ben sırtında olduğum halde 'emanet ata binen tez iner' misali iş için komşudan ödünç aldığı attan sırt üstü düşmüş. Öldürmeyen Allah öldürmüyor işte biz bu kazayı salimen atlatmışız.
Zaten zavallı anama hiç gün göstermemişim ki, dünyaya gelirken dahi acele edip eve girmeye aklını erdirmemişim kadıncağızın, evimizin önünde odunların istiflendiği yerde dünyaya getirmiş.
(Mekânı cennet olur inşallah.)


Ondan mıdır bilmem ama tüm çocuklarını ne zaman, saat kaçta, hangi ay, hangi gün dünyaya getirdiğini bilirdi de bir beni ne zaman dünyaya getirdiğini bilmezdi. Ekinler biçilirken derdi sen bolluk ayında
oldun derdi.


Şimdi asıl konuya dönelim. Beni doktora götürüyordu ya, ben devamlı ağlıyormuşum, teyzenin biri anama bu çocuk ilk süt dişini üst çeneden mi yardı diye sormuş. Anam da evet cevabını vermiş ama yinede merak edip sormuş nerden bildiğini, kadının cevabı 'İNADINDAN' olmuş.


Evet, çok inatçı olduğum tecrübelerle sabittir. Ama neye inat ederim; bir asalak gibi başkalarının sırtında gezmem çalışırım, soru sormaktan hiç kaçınmam, kendimi ezik hissetmem, başladığım her işin sonucunu mutlaka alırım, olumlu ya da olumsuz.

Kendime göre ölçütlerim vardır, İkna olmadığım herhangi bir iş veya oluşu başkalarına savunmam, sezgilerim çok kuvvetlidir.


Neyse ilkokula gittiğim yıllarda, okul yolunda düzgün bulduğumuz yerlere çizgi çizer bu çizgileri büyük kareler haline getirir ve 9–10 cm çapındaki sayları tek ayağımızla bu çizgilere basmadan dolaştırmaya çalışırdık.
Birkaç gün öncesi yağmur yağmış ve toprak yolun yüzeyindeki yumuşak tabaka, akıp gitmişti. Çizgi oyunu oynamak için mükemmel bir alan sunmuştu doğa bize. Okul arkadaşlarıma oyun oynamak için teklifte bulundum, geç oldu diye kabul etmediler, ısrar ettim fayda etmedi tehdit ettim yine olmadı, geriye tek seçenek kalmıştı dövmek, bende öyle yaptım.


Kızın biri, dövünce kafasını yere koyup ağlamaya başladı.
Susmasını söyledim susmadı, ağlamasına üzülmüştüm aslında, yapacak bir şey yoktu, elimdeki taşı kıza doğru attım.
Taş işte, yuvarlana yuvarlana git sen kızın kafasına çarp. Çarpma şiddeti biraz can yakıcı olmuş ki kafasında minik bir baloncuk olmuş.
Ertesi gün erkenden annesi bizim evde, dayı (dayı babam oluyor.) sizin kız bizim kızın başını tuluk gibi şişirmiş, tembihleyin de bir daha böyle yaramazlıklar yapmasın diye yakındı.


Babam, kadın gidince bana oldukça kızdı ve bu türden şiddete başvurmamam gerektiğini iyice kafama soktu. Bende o günden sonra onlar isteseler bile oyun oynamadım, yine inadım tutmuştu inandığım bir şey varsa başarmak için mutlaka inat ederim. Zaten yaşıtlarımdan bırakın üniversiteyi, ortaokulu bile bitiren yoktu.


Kendimi okumaya verdim. Dövdüğüm kız ne mi oldu? İlkokulda sekiz yıllık eğitimin yaratıcısı oydu aslında ama kızın hakkını yediler. Aynı yaştaydık, ben ortaokulu bitirdiğimde o ilkokulu bitiriyordu. Zaten sonra da evlenip çoluk çocuğa karıştı.
© 2003-2024 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.