O yâri ararken sahrada, çölde
Bîçâre mecnûnum şaştım da geldim.
Gönül şuâsıyla, ışık hızıyla
Sevdâ duvarını aştım da geldim.
Aşk illeti en kaviyi devirir
Her düşeni yakar, yakar kavurur
Hiç acımaz külün göğe savurur
Çile çeke çeke piştim de geldim.
Âşıklar konuşur beden diliyle
Haber salar yâre seher yeliyle
Gönülden çağlayan aşkın seliyle
Yıktım engelleri taştım da geldim.
O yâr, o gözlerle beni süzerken
Aşkın deryasında her gün yüzerken
Serâbı su sanıp dalgın gezerken
Sevdâ ateşine düştüm de geldim.
Ben vuruldum elindeki testine
Hep çektirir nazlı yârin kastı ne
Yârdan ne gelirse, başım üstüne
Dâvetin duyunca koştum da geldim.