Ey Cânân'ım şunu bil, seni eller sardıkça!
Stresten saçım yoldum, gönül kuşum ner'desin?
Leylâ, Leylâ diyerek hep dolaştım çöllerde!
Aşkınla deli oldum, gönül kuşum ner'desin?
Âşıkları bilirim, kim âşıksa gözünden
Gerçek seven odur ki; yâre bağlı özünden
Bu dert öyle bir dert ki; senin aşkın yüzünden
Daha açmadan soldum, gönül kuşum ner'desin?
Kulağın kuma koyup sesimi dinler diye
Dertli bir kamış gibi durmadan inler diye
Yâr aklına düştükçe kulağı çınlar diye
Hüthütle selâm saldım, gönül kuşum ner'desin? (*)
Aşkımızın destanı dillerde dolaşırken
Bestelenmiş bir hâlde tellerde dolaşırken
Kaktüsler arasında çöllerde dolaşırken
Ayak izini buldum, gönül kuşum ner'desin?
Ocağa incir diktim vuslata ermeyince
Her çileyi ben çektim vuslata ermeyince
Kendime kurşun sıktım vuslata ermeyince
Daha ölmeden öldüm, gönül kuşum ner'desin?
Belki gelirsin diye ne dilekler tutmuştum
Gönlümü kundak yapıp göğsümde uyutmuştum
Kara; sevdâ yüzünden gülmeyi unutmuştum
Senin sâyende güldüm, gönül kuşum ner'desin…?
Ben sensiz yaşayamam, gönül Gül'üm ner'desin…? ! ! !