Düşünüyorum gözlerimi ayalarımla kapatıp,
Bir dünya kuruyorum idealimdekiyle tıpatıp,
Açtığımda gözlerimi son çekilmiş resme bakıp,
Heyecanlarımı taşımayan yıllarımı özlüyorum,
Başı dönmüş,sorumsuz ve de masum gençliği gördükçe,
Cehalet ipleriyle örülüp ruhlara gömüldükçe,
Seyredip de bu masumane gençliği hergün öldükçe
Kendimi tanıdığım ilk yıllarımı özlüyorum.
Göz ile konuşarak dünyamı yeniden kurmak için,
Dil ile de hem riyaya hem de riyakara vurmak için,
Yeni dünyam ile yavrulara sevgiler sunmak için
Çocuklarımı seyredip çocukluğumu özlüyorum.
Günün yanlışını sezip önlemini almak için,
Dünün kucağında agah olup sezinlemek için,
Bugünün sunni havuzunda serinlemek için
Dünyayı tanıdığım ilk yıllarımı özlüyorum.
Asırlar yaşasa da bu ömür sırlarıyla kalacak,
Derya da olsa bu sır denizi durgun dalgalanacak,
Yansa da yüreği derya dibinde, o vurgun kalacak
İfşası imkansız sırların yıllarını özlüyorum.
Tüm teşhirleri temaşayla seyrederek gözlesem de,
Mazinin hatırasını günün aşkıyla sözlesem de,
Bilmem nedendir? Hazineler diyarını özlesem de
En tatlı saadet hazinesi hülyayı özlüyorum.
Hiçbir yeni hakikat unutturamadı sizi bana,
Yaşadığım her saniye anılarla bir dizi bana,
Kaderim bir ucdan bir uca atsa da beni yabana
Beni ben eden babamı hemde anamı özlüyorum.
Yüreğimde bir hasret, susuz kalmış bir bahçe gibiyim.
Bırakın beni bırakın da ilahi köşke gideyim.
Lutfederse Kudret ordan yakınlarımı seyredeyim.
Ebediyyen ayrıldığım yakınlarımı özlüyorum.