Umutları sisli,gözleri günaha kavisli
Öyle gidiyor yaşıyordu ki insan;
Ne bir yakınlık gördü ne de kendi yaklaştı,
Durdu, kendince birden hırçınlaştı bu insan.
Tövbe dedi hıçkırıkları peşinden,
Günahkârlara bağırdı kainatsızlar diye.
Hırçındı durmadan tövbe, tövbe diyordu,
Dua eder gibiydi ver,güç ver Tanrım diye.
Sustu oturdu,ayaklarına baktı nasırlı ve kapkara,
Kusar gibiydi sanki,gözlerini yumdu bir of çekti.
Semaya bakıyor,kimbilir neler hayâl ediyordu.
Kalktı aniden adımları gerildi,herhal dereye geçecekti.
İsabet değildi suyla karşılaşması,arzusu idi onun.
Temizlenirim,güneşlenirim fikri vardı,
Çıkardı üzerini yıkadı taşlar üzerine serdi,
Birden daldı suya Kudret yüce Tanrım diye bağırdı.
O artık ne hırçındı ne de asiydi.
Döndü çimen yeşili otlar arasına
Güneşe baktı kıbleyi aradı ve buldu
Tövbe,tövbe diyordu namus karasına.