Gönül dostlarının nerde olsa ararım
Isısız tepede olsa da onu bulurum
Bin bir hal ile onla da sohbet ederim
Ayrılık anı gelince ona can yanarım
San ki kabir makamları gül bahçesidir
İnsanı sarar o an miski amber kokusu
Beni cezbeden onların Allah dostluğu
Onlar gibi dost olamadım ona yanarım
Kabirlerinde bulurum rahat ve huzuru
Ayrılınıncaya kadar yaşarım mutluluğu
Bende gitmez onların manevi sarhoşluğu
Onların çilesini çekemedim ona yanarım
Yunus gibi yanmak isterdim aşk ateşinde
Koşmak isterdim ben Allah dostu peşinde
Sevgi gülü dermek isterdim gül bahçesinde
Onlar gibi sevgi gülü ekmedim ona yanarım
Mevlana gibi gel diyemedim kimseye ben
Onun gibi sırt çeviremedim dünyaya ben
Nefsimi bir türlü yenemedim hep dedi ben
Gönlümü açıp gel diyemedim ona yanarım
Bilemedim ben can gönül kapısı nasıl açılır
Dikenli gönüle nasıl güzel kokulu çiçek ekilir
Öğrenemedim Eyüp gibi belaya da sabır edilir
Susuz çeşmeme su akıtamadım ona yanarım
Horasan ereni Halil derde dolmuşsun bu gün
Açmadan güllerini soldurmuşsun sen bu gün
Aşkın nar ateşi ile yanmış,dönmüşsün bu gün
Hakkın aşkını alevlendiremedim ona yanarım
Halil ÇOLAK 20.02.09
ANKARA