Dışarıda kar ardı sıra fırtına..
Odada kömür sobası öyle güzel yanıyor ki.
Kuzinenin fırınında patates kokusu.
Üzerinde çaydanlığın fokurtusu..
Tandırda pişen sıcak ekmek kokusu .
Pastırma ve sucuk lükstü yumurta lezzetli.
köy tavuğunun lezzetine doyum olmazdı...
kümesten hiç yumurta almamıştı,
tandır ekmeğinin kokusunu almamıştı...
Dışarıda kar,İçeride kanaat...
İçeride huzur ve sevgi ve vardı
Televizyon yoktu.masal anlatırdı nineler
gurbetten mektuplar gelirdi ama okuma yazma bilmezdi.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
kestaneler sobanın üzerinde patlardı.
dışarıdaki kışa kimse ALDIRMAZDI
AŞIKLAR KONAK odasında anlatırdı.
keremden mecnundan onun Leyla'sından,
büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç
anlatırlardı askerlik hatıralarını kimin aklına gelirdi?
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız,
her türlü içecekte de tat vardı yiyecekte de
Domates de.kokardı bildiğiniz hıyarda.
hep birlikte ağlardık hem de gülerdik
Dışarıda kar olsa da...
fırtına ağaç dallarını kırsa da
İçeride huzur......
bunlar geçmişte yaşanılan anılar olsa da.
biz millet olarak bir birimizi seviyorduk...
Cephede bir birimizin kucağında ölüyorduk
Vatan için şahadet şerbetini içiyorduk…….
Halil ÇOLAK 24.07.2009
ANKARA