Kükreyen bir aslan vardı bir zamanlar burada.
Mağrur, mutlu, vakur.
Gözlerinde güven, pazılarında güç.
Sararmış otlaklarda yelesini savurarak
Koşuyor koşuyor, koşuyor.
Ta ki yorulana değin hiç durmadan.
Sürüyü azimle kolluyor, koruyor.
Aslan gibi aslan ama değil mi?
güneşin doğduğu yerden izlerken güneşi
sürünün gerisinden yorgunca
dalıp gitmişti ormanların kıralı
entrikalarla dolu namert dünyalara.
O iyi bir aslan olarak kalacaktı hep,
Gölgesinin aksine!