Birdenbire kendini uçsuz bucaksız
yemyeşil bir ovada buldu genç adam.
İleride görünen gemiler sanki
Birer fındık kabuğu idi
Hırçınlaşan denizde.
Havada pus var,birazda sis.
Engel değil güneşin ışıgına sisin cılız varlığı
Ufak tepeciklerden aştıkça,
Güneşin önündeki birşeyin
Daha bir parlak
daha bir yakıcı olduğunu farketti.
Bilinci değildi Onu yöneten
Kan ter içinde
Hala koşuyordu hırsla,şevk ve merakla.
Bulmalı,anlamalıydı.
Aştıkça yeşil tümsekleri,yaklaştıkça denize
Gördü ki,ruhundaki güneşi
Soluk bırakacak kadar parlak,
Mahsun mahçup güzelliginle
Onu eritecek kadar güçlüymüşsün