Doldukça doluyorum ey toprak ey yaprak,
Şiştikçe şişiyorum.
Bileğleniyorum zalime.
Aslında bende zalimleşiyorum.
çıra gibi ağır,ağır yanıyorum
Yandıkça da bitiyor.
Öyle bir dünya istiyorum ki!
Ana kucağı kadar şefkatli,
Mücevher ustası gibi özenli,
Birazda düzenli.
Öyle bir güç istiyorum ki;
Beş yaşındaki meleklerin acılarını dindireyim,
Onlara gonca gonca mutluluklar verebileyim.
boğabileyim belanın sararmış olanını
akıttığım gözyaşı denizinde.
Gel melek koş sana açılan kollarıma.
Yasla başını şu yorgun omzuma
gel beş yaşındaki melek gel.