. Kızılırmak gibi göç veriyorsun,
Sen' de doğduk Sen'de doyamıyoruz.
Uzak denizlere güç veriyorsun,
Göçüp gidenleri sayamıyoruz.
Koyan yok köylerde taş taş üstüne,
Sanki görmüş savaş savaş üstüne,
Dökülür gözlerden yaş yaş üstüne,
Kimselere bir şey diyemiyoruz.
Otuz kahvehane küçücük yerde..
Gaflet üstumüze gerilmiş perde,
Caddeler bakımsız,sokaklar hurda,
Uyuşup gitmişiz; ayamıyoruz.
Zerrecik çıkarlar hakim burada,
Sevgi sanki zehir zakkum burada
Gemi nasıl gitsin dağda karada
Sağ duyu urbası giyemiyoruz..
Kimin kabahati,kimin suçuyuz
Umudu karartan bedbin açıyız,
Tembelliğe inatlıkta keçiyiz,
İstifi bozmaya kıyamiyoruz,
Ya tevritte ya düşeriz ifrata,
Dümenler yamuksa gaf olur rota
Köpek besleriz de kine,nefrete,
Sevgi kuzusunu yayamıyoruz..
Bizans oyunlari fitneyle fücur,
Ego masal devi,hoş görü bücür,
Hazin manzaradan yüreğim acır,
Karşımıza ayna koyamıyoruz.
Sentezi koruma kendine de vur,
Yaprağı sararmış kuru dalı kır,
Herkes konuşuyor,şamata, hır gür,
Doğru güme gitti,duyamıyoruz..