Gençlik doruklarında deli gibidir rüzgâr
Bir yanda aşklı yürek, bir yanda yanan efkâr.
Yel dağıtır saçları, örter de gözlerini
Sevda rüzgârlarında, uçurur özlerini.
Her şey yangın; doğan gün gece yıldızlar mehtap
Sevdalılar kanatlı, gökler düşse de bitap.
Aşkın büyüsünde kul, bir başkadır tabiat
Ufuktaki güneşten, gölgeliklere inat?
Yedi rengin cümbüşü, o sevgi kanatları
Dağ bayır hiç durmadan, dört naladır atları
Toz dumana katılır beyazı vurmak için.
Es sevda rüzgârı es, mânada yanmak için.
Değil mi ki cananın yürüyüşü bir nehir
Allar akar ardından gerisi büyü sihir.
Mevsimleri devşirir değirmende dövenler
Sarı başak sarhoşu, sırma saçı sevenler
Ne efkârlı rüzgârdır, yer gök deniz yol alır
Eserken sıcaklığı yeşil dallarda kalır.
Sevda bahçelerinde efsunlu bir tebessüm
Dans ettikçe fırçası, pembe boyanır resim.
Yeter ki hicran gamı, kilimini örmesin
Seven seveni alsın, kimse acı görmesin.
Gülşen mahmurluğunda öter durur bülbüller
Sevda rüzgârlarında aşkı tadarken güller.