Erken Osmanlı Sanatı, yaldızlama nakışlar
Orhan Gazi şanıyla kutsiyet kokulu Bursa
İlk başkent olma yengisi, yüzlerde gül bakışlar
Göğüs kabartan gururla; demler zamana dursa
İnleyen fetih sesleri, tarihlere şan Bursa.
İçsel duygular deminde Ulu Cami ulvi taç
Bir şaheser Yeşil Türbe, çinilere kucak aç
Gümüş dökümlü şadırvan kelâmlar sana muhtaç
Safir yüklü akşamlarda mâna sükûtu vursa
Revnaklı rüya alemin, eşsiz muhteşem Bursa.
Kapalı Çarşı görkemi, sevda sunar herkese
Muradiye Külliyesi, cami türbe medrese
Saitabat Şelalesi, armoni nice sese
Yorgun çınar altlarında aşıklar meclis kursa
Eski bahçelerde güller, kokusunda sen Bursa.
Şeftali çiçeklerinin pembesinde işve naz
Çekirge Kaplıcaları, Uludağ nurlu beyaz
Karagöz Hacivat devri anılarda tatlı haz
Biri: -Senden güzel bir kent var mıdır? Diye sorsa
Elbette yok; hatıran şen, güncelerin şen Bursa.
Billur suyuyla Nilüfer resmederken yaşamı
Sanayileşme gölgeler doğasal ihtişamı
Tophane Saat Kulesi kerem eyler eyyâmı
Evliyâlar diyârısın imrenir her kim görse
Erenlerin huzurunda, uhrevi esen Bursa.
İpek koza ağlarında saklı dünün bugünün
Güzel kokular yaymakta Botanik Parklı ünün
Güvercin coşkularında, sonsuz yaşa bin övün
Yıldızlar aksa geceye, mehtap düşleri yorsa
Sen başka bir zümrüt örgü, bambaşka göksen Bursa.
Servi kokusu yaymakta eski çeyiz sandığı
Sultanlar saltanatında soyların yaşandığı
Osmanlı ihtişamında, sanatın kutsandığı
Çatma, kemha dokumalar baştan gündemi sarsa
Yedi rengin cümbüşünde, solmayan desen Bursa.
Her doğuş; sesiyle besler ölüme giden yolu
Bir yanda solan hayatlar, bir yanda neşe dolu
Maddeyi yok kılan duygu, maneviyatın kolu
Var oluştan sonra insan sonsuz hiçliğe varsa
Eskimeyen baharlarda taptaze gülşen Bursa.