Okumak,onun da hayallerini süslüyordu
Vahşi köy yaşamında, yetişen bir genç kızın
Ki babası bir 'erkek evlat' asası
Tutuştururken o minicik ellerine
Çoktan başlamıştı yaşam kavgası...
Şehrin kollarında açıkk olsun, bahtın yıldızın...
Ders zilleri yetişti ellerinin nasırına
İsmi kazınırken Ticaret Lisesi masalarına
Daktilo sesleri karıştı, geleceğinin adına
Şimdilik sekreterlik düşleri giriyordu rüyalarına
Annesinde gül pembe mendil kızının düşleri.
Ansızın bir Aşk Fırtınası dallarını kopardı
Yeşil ağaçları, yerle bir eden hortumlar gibi...
Gökler unutturmazken, yağışa dönüşmeyen bulutları
Bir dizi yitikler, göz kırparken kapı aralıklarından
Bir türlü çözülür mü, o masum umut yumakları?
Ve çalışarak kırk Kıbrıs Lirası'na aldığı daktilo
Şeridine sıkışıp kalan; o koskocaman umutları...
Gün ağarırken, parlatır geceden kalan loşlukları
Bir zaman yelpazesi, indirir perde perde anıları
Bir PC ekranından doldurmaya çalışsak da
Bizimle sırdaş olan, kentsel yalnızlıkları
Yerini teknolojiye terk eden daktiloyu anlasak da
Doldurabilir miyiz; bizi terk etmeyen boşlukları...