Üç neslin gülüşünü
katran karasına boyayan
bir hazan geçerken
...yarınlarımızdan
ezik büzük de olsa
kardeşche düşlerimizi
kurtarabilmiştik
bu umut talanından...
Üşüyen yüreğimizi
ısıtmak için
hayrına (!) dağıtılan
pöstekilere sarılmadık...
Düş kırıklarımızı
korkularımızla harmanlayıp
kalın bir kabuk yaptık
...s a k l a n d ı k...
Ara sıra
kaldırıp başımızı
iç çekerek kızılına bakarız.
Gözünü kırpınca
hınzırca,
içimize dolan umutla
yeniden koşarız...
Onlar toplanınca,
bulutlar dağılır
deniz coşar
biz konuşuruz...
Güneşin
kulağını yırtan
kaval sesi duyulunca
ortalıkta
Onlar
...gülümser
.....yarınlar
.......üşür
.........biz
..........ağlarız
..........ses&siz