erkek evlat özlemiymiş
doğar doğmaz yüreğime işlenen
rivayet odur ki
dört yaşımda teşaşür ederken görüp
çığlığı basıncaya kadar
ayaklı gazetesi
beni erkek sanmış mahalleli
evcilik oynamaya çağıran kızları tersleyip
dalga geçen bir iki oğlanı da haklayınca
bir çığlıkla kaybettiğim elebaşılığı
geri aldım biraz kan
biraz gözyaşıyla
saplatmaca
dekmancılık derken
geldim yedi yaşına
o kara önlük
hayatımın ilk elbisesi
-bir de isim krizi var ki
ayrıdır hikayesi-
okulun ilk gününü kabusa çevirmişti
hiçbir ikaz
hiçbir ceza
pantolonumu çıkarttıramadı sonrasında
lisedeydim
aşk kapımı çaldığında
ilk o zaman vardım cinsiyetimin farkına
sevmeye de başladım laf aramızda
yine de soluğu ya maçta alırdım
ya yanıkta
batakta
okulu kırdığım zamanlarda
ondokuzdum
vazgeçtiğimde aşktan
uzamış saçlarımdan
o parti
bu oluşum
kortej
bacı kardeş
eylem derken
anarşist oldum
umudu kestim devrimden
iki kerede anladım
evlilik elbisesinin dar geldiğini
yüreğime değince el kiri
yok saydım öğretilmişleri
bakmayın saçımın uzunluğuna
oğlumun anneye benzetme ısrarından
kategori aramayın boşuna
herşeyim geridedir insanlığımdan