dediler nizam
coni aşkına intizam...
tiz kellesi vurula
olur ise uymayan
o ahvale binaen
dimdik ve mağrur başına
pek iştahlandı bu izan
-dedin ki o zaman
evladır hasret
gafletteyse bir millet-
...
şimdi ben
bu ne menem mizan deyip
mülkün temeline sövsem
yaftalar mı beni de
hıyanet diyen cümle sersem
onlar ki çoktular
bağır bağır bağırırken
kurşun eritmeye çağırırken
ninnilerle avundular
yanmaktan korkup
karanlığı çağırdılar
bu ahvalde ben
hece hece
seni
ne vakit içsem
büyür gözümde memleket
büyür & sesine zaruret...
ne vakit düşsem
düşlere boyun büksem
alnının şavkı vurur üstüme
bir sızı büyür içimde
gözlerinin renginde
derim ki o vakit
sen memlekete
çınarlar sana hasret üşürken
o gemi
o kaptan
maviliklere kırmış dümeni
hala bekliyor mudur
güneşli günlere götürmek için
yorgun bedenini
ve dahi& yorgun memleketi