büyücü sayfiyede
çıplak heykeller yapıp
asıyor bitirince
serde cellatlık var
geçmiyor yaş kemale ersede
...
ya efsunlananlar
yani onlar
çoğu çayırlarda
yayımışlar sereserpe
dönmüşler yüzlerini
istikrarla örülmüş yalancı güneşe
bazısı endişeli
hissediyorlar fırtına öncesi sessizliği
bir şey yapmalı biliyorlar
lakin ölü toprağı serpilmiş gibi
konuşuyorlar
sadece konuşuyorlar
konuşmak yetermiş gibi
bu öyle bir büyü ki
gözlerine mil çekilmiş sanki
ayakları felç gibi
korku tutmuş
tüm yolların başını
sadece konuşuyorlar
bekliyorlar
godot yu bekler gibi
bazısı denize
bazısı güneşe ayinde
ruh çağırıyorlar gözleri kapalı
bekliyorlar
toraktan doğacak şafağı
denizden gelecek dalgayı
umutla bekliyorlar
unutmuşlar
umut
yolcu değil yolculuktur
zemin çekiliyor altlarından yavaş yavaş
korkuyorlar
hem düşmekten
hem de kenetlenmekten
boşluğuna tutunuyor herkes
korkuyorlar ölmekten
sanıyorlar ki ölüm
hareketsizken gelmez
hadi dese biri
dese ki hadi
kırsa zincirleri
fırlayacak gibi hepsi
herkes bekliyor diğerini
deniz mi
güneş mi
birleşmek hayal mi
hadi dese güneşçi
gelir mi peşinden denizci
hadi demezse hiçbiri
karanlık boğacak hepsini
oysa genzimizde tuzu
tenimizde ateşi
tam da
denizle güneşin
kavuştuğu yerde ufuk çizgisi
umut uzatmış elini
bekliyor hepimizi
hadi
hadisene
hadisenize!