akıl akıllıydı
her başta olmazdı
o safi söylemdi
eylemezdi
eylem ayak işiydi
...
tuvalde mavi
alında ter
nasırda sancıydı
ne kadar eylerse
tırnak o kadar batardı
hep ona akardı suyun karası
ayaktı
baş ne kadar kocaysa
kalınsa
yükü o kadar ağırdı
hep susardı
susmazsa ağlardı
...
dünyayı taşırdı
bilmeden ağırlığını
o adımdı
atması hep yasaklı
bazısı
başa uşaklık sanırdı
varlığının anlamını
oysa baş ayaksız ne yapardı
...
eşkiya mı hükümdar
dünya mı dar şimdi
ne başın aklı kaldı
ne ayağın atacak adımı
başka bir yer söylüyor lafı