Bam telinde asılı kalmış kadınlar,
Dokunmaları özlüyordu.
Bir yetim kalmaya görsün istençleri,
İnadına gül kokuyordu.
Sırat köprüsü kalınlığındaki yol,
Aşklarına yol oluyordu.
Tül incesi kadar narin yürekleri,
Arka bahçede ağlıyordu.
Törelere yazılı emirler yemin,
Kurşunlarla siliniyordu.
Maviydi kelebeklerinin renkleri,
Durmadan rengi soluyordu.
Martın sekizi aldatıcı güneşte,
Sanki neyi ısıtıyordu?
Anaydı kara toprağın çocukları,
Anasız kıraç oluyordu.
Kürsülerde sözler kadına giderken,
Kargalar dahil gülüyordu.
Oyunlarda maskeli sahneleri,
Kadınlaramı yazıyordu?
Bu gün duymamış olsun kadınlarımız.
Başlar zaten dik duruyordu.
Yazgılarından silinecek kaderi,
Adalettede silinsin istiyordu.