Sözün öncesindeyim..
Bedensel ve ruhsal bağlantılar kurmaya çabalıyorum..
Sabahın dördünde uyku bölünmesindeyim..
Kirişlerin çatırdayan sesini duyuyorum..
Kendim ve öteki arasında bir dünyada gidip geliyorum..
Ayrımlaştırmaya gerek yok, iki kişi için tek beden var bu aşkta..
Duyumsallık ön plandaydı bunca zaman, şimdi tasarım harekete geçti..
Hayata karşı uygun savunmalar bulma çabası içindeyim..
Gerileme noktalarımdan hızla kaçıyorum, yenilmek tehlike gibi..
Çok güçlü ve emin olduğum duygularım, talepkar oldu çıktı..
İlişki dediğim eski zamanlardan getirdiğim, koşulsuz bir öğreti..
Ne zaman ki yürek kontrol etmeye yeltendi, ikilem yaşandı..
Sana dair dayanaklarım sabit aslında..
Dürtüsel yada düşlemsel taşkınlıklarım söz konusu olduğunda, huzur sallandı..
Sesini duyar gibiyim şimdi şafağa yakın sularında boğazın..
Pastel tonlarına daldım dayanmaya çalıştığım hayatın..
Sembolize etmeye çalıştığım duygularım biraz eksik..
İzi kalır yüreğimde kaybedersem senli yatırımlarımın..
Vazgeçilmesi gereken korkunun çağrışımları sevdiğim..
Aşk her durumda eklemleme yapar ortaklıklarımıza..
Yaşadıklarımız, hissettiklerimiz yoldan çıkmadı daha..
Karışığız biraz, yükümüz sırtımızda geldik belki geçmişten..
Sözün olmadığı dönemlerden kaldı tenimizdeki hissedişler..
Vurgunlar yedik, yaralar aldık belki dilimize kelime düşmeden..
Yoğun yaşadık, işittik, algıladık, kendimize ait duruşlar kazandık..
Öğrendik dış dünyaya geçirgen olmamayı içimizdekileri..
Ruhumuzdaki aşk taştıkça bedene, süreklilik sağladık..
Ve sonunda başardık;
Benliğimiz tükenmeden, doğrularımızı aşka yansıttık..