Erken yağdı yağmur, hüzün bastı şehri. Islak ve soğuk sokaklar, yüreğim maskeli gülüşünü bıraktı, sokaklara yakın şimdi. Gözümdeki yaş gürleyen gökle düşüyor, yağmur mu gözyaşı mı dışardan gören anlamıyor. Dışında tutuyorum sanıyorum ya kendimi, yanılgım kaygımı arttırıyor. Sensizlik görüş mesafemin dışında tamam da, menzile girdiğin yerde ilk gün gibi aşk ve heyecanla kalbim çarpıyor. Öfkeyle haz arasında kalıyorum bu çarpıntılardan sonra. Haksızlık içimi acıtıyor. Kırgınlıklar affetmeyeceğim dememe sebep bir yandan, bir yandan da insan sevince nasıl kin tutar diyorum.
Yerine başka şeyler koyma çabam sonuçsuz olacaktı en başından biliyordum bunu. Yapmadım o yüzden. Farklı paylaşımlar yarattım hayatımda, senin olmadığın yerler yeni değerler yarattım. Bu halimde huzurluyum, seni koyduğum ilahi yere dokunmadan yaşıyorum. Erken dedim ama yaz bitti bak. Ağustos son üç gününe girdi sonbahara yakın, yağmurlara bıraktı kendini. Kaç yaz geçti senden bu yana, arada söylüyorum bunu; eksik hayat hala yokluğunda.
Son günlerde üst üste geldi galiba her şey. Seni çağrıştırdı yaşantılar. Kendimi kalabalık bir yalnızlığa kapattım ben de, bu günlerle baş edebileyim diye. Öyle anlar oldu ki karşıma çık istedim, söz et istedim. Duaya sen kattım sonunda içimdeki yağmurlarda. En çok da dün. Gün, işi gücü bırakmış her köşede sen sandığım yanılsamalar çıkardı karşıma, zihnime söz geçiremedim. Bedenimi zorla topladığım yorgunluktan sıyrılmak için harekete geçtiğim yerde, ilahi adalet sesimi duydu mu desem, çıktın karşıma. Mucize gibi seni görmek hala.
İki arada bir derede durumlar vardır ya işte öyle sana dair duygular. Acıyor içim önce, ardından öfkeleniyorum delice. Sevgimi koydum kenara, hayatıma baktım yeniden rüzgarın savurduğu bulutlarda, daldım. Ağladım. Ben ağladıkça, İstanbul da ağladı. Hıçkırıklar gökyüzünü kızdırdı, şimşekler çaktı dolunayla. Sonra sildim yanağımdan süzülen yaşlarımı, hatırlayamadığım ama gülümseten rüyalardan uyandım serin bir sabaha. Bağışla beni, uzun zamandan sonra biraz senim bugün, özlemliyim.
Nereden nereye geldik biz, nasıl bir yoldu yürüdüğümüz. Yanımda mıydın sahiden yoksa ben mi aldandım. Sakinliğimi korurken içimin çaresiz yanını tutamıyorum arada, haksızlık işte ötesi yok. Yaptıklarının hesabını vermedin bana. Acıyı yalnız taşıyamıyor insan bilesin, yürek kalmışsa bükük bir boyunla. Affetmedim seni. Gök çakarken gürültülü şimşekleri, korkan çocuk yanım sana sevda büyüten. Masum bir aşkı harcadın sen. Koşulsuz bir aşk besledim sana oysa her gün yeniden.
Kendi hayatımdayım uzun süredir. Dilim gitmiyor söylemeye de fark ettim ki, seni hala seviyorum. Sen de kendi hayatındasın ve anlık özlemler kadar yakınsın bana. İçimi acıtan yaşantılardasın üstelik değişmedin. Kırgınım bu yüzden. Bana yaptıkların için kızgınım. En az sana olduğu kadar kendime de kızgınlığım var. Yazgım ol diye dua ediyorum her şeye rağmen gecede, olsun. Duamı sana soracak halim yok aşk da benim, sana verdiğim anlam da. Seviyorum işte ötesi yok. Bir ömre yetecek kadar büyük bu sevda.
Sevgime rağmen gelmem artık sana. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Farkındayım artık. İşte bundan sen gelmezsen bana temiz bir aşkla, ben yeniden yaratırım hayatımı sensizliğe mahkûm ettiğim kalple; gelmem sana. Affet beni ahım var. Sağanak yağmurlar yetmiyor işte senden kalanları temizlemeye. Koşulsuz, saf ve yüreğimin her yeriyle tutuyorum içimde aşkı. Mutluyum senden uzakta ama sevdam ağlıyor bugün. Haberin yok. Olsun. Aynı gökyüzüne baktığımız bir gece yıldız kayar belki, dilek tutarız birbirimiz için. Önümüz kış bakarsın yağar belki kar, açar bize dair şarkılarda içimizdeki kardelen, bakarsın aşk oluruz yeniden.
Şimdilik kaldığım yerden devam ediyorum seni dışında tuttuğum hayatıma. keyfim yerinde. Gelirsen yüreğimdeki yerlere yakın ve sen gibi, kabulümsün. Gelmezsen mutluluk zaten hakkım, gülüşüm sürsün. Olduğun yerde sen düşün vicdan hesaplarını, kapatabilir misin..