Hani aynasında boncuktan yapılmış kuşların olduğu taksiler vardır, radyoda damardan bir parça eşlik eder gaza bastıkça sallanışına. Garip bir delikanlılık havası vardır şoförün, çalan şarkıya eşlik ederken hayatın çemberinden geçen tarzını hissedersin. Yanıktır yüreği, sevdalıdır baştan sona. Belki ayrılık acısıdır yüreğini yakan, belki aldatan bir sevgili, kim bilir belki de tamamen geçim derdi. Tüm karmaşanı dağıtır arabanın havası bindiğinde, senin aklından başka şeyler geçerken bir anda düşünmeye başlarsın başkasının hayatına dokunan bunca şeyi, mesleğinde etkisi var elbette. Sorgulamana dahil olur başka sevdalar, başka yaralar.
Dalarsın yolun çizgilerinin ardı sıra sonra. Bir de bakmışsın senin de diline pelesenk olmuş sözüm ona asla dinlemeyeceğin şarkının sözü. Damarındaki kanın dolaşımı bile değişmiş sanki fark ettiğinde, içine batan bir bıçak olur sözler sonra, acırsın biraz. Aslında nasıl arabesk bir duygudur aşk onu anlarsın. İnsan sevdiğine kıyamadığından nasıl kanatıyor kendini öyle değil mi. Gözyaşları çoğu zaman işte bu kıyamayışlar uğruna akıyor. Gidemeyişler, kalamayışlar hepsi bahane aslında. Sırf yüreğindeki delikanlı sevdanın ardında durmak maksadıyla, sevilmek istedikçe karşına çıkan sevgiye muhtaç yürekle sınarsın sevdanı. İşin özünde kendini sevmeyi öğrenmektir belki de başkasını sevmek.
Güne dair paylaşımların içinden geçerken arada zorluklar çıkar önüne, bazen söylenen güçlü sözlere sığınırsın yola devam edebilmek için. Yola devam edebilmek kendine yakınlaşmaktır bir parça. Kendine yakın olduğun kadar sevdiğine yakınsın. Hayatının geri kalanını geçirebileceğinin kararını verdiğin günden sonra hayat sürekli sınar düşünceni. Olur olmadık şarkıların anımsattığı yaşantılar gibi, olur olmadık yerde gelir aklına sevgilinin sözleri. O sözler tutar zaten sevdalı yüreği.
Yorgun bir gün geride kalıyor şimdi. Hesabını tutuyorum sırtımı dayadığım sıcaklığın önünde elimde kağıt kalem, ne verdim hayata. Bugün neler endişelendirdi beni ya da nelere öfkelendim. Varlığına şükrettim mi aldığım nefesin. Sevdiğim insanlara ne kadar söyledim değerlerini ya da ne kadar gülümsedim. Ve en çok da seni aynı coşkuyla, aynı inançla mı sevdim. Tek tek tutuyorum hesabını yaşantıların. Eksik olmasın sahip olduklarıma vefalarım.
Güzel bir müzik eşlik ediyor ruhuma şimdi, dingin. Sanki bir okyanusun dalga seslerini duyuyorum. Kumsalda izi kalıyor ayak izlerimin, sana serin sulardan midyeler, denizkestaneleri topluyorum. Hindistan cevizi kokusu burnumda, sıcak bir esintiye bıraktığım bedenimde rüzgârın gezinişi dokunuşun gibi. Gülümseyerek açıyorum gözlerimi düş kaçkını kumsallardan, seni özlüyorum.
Kulağımda kalan arabesk bir melodiyle bunca düşünceye dalacağım hiç aklıma gelmezdi. Huzurlu bir kapanış yapmaya hazır, göz kapakların ağırlığıyla sessiz bir geceye yatıyorum. Çocukluktan kalma alışkanlıklar devam ediyor canım, önce sağıma sonra soluma dönüyorum ve meleklerin şahitlik ettiği bir uykuyla bizi düşlüyorum. Tatlı geceler sevdiğim, kendimi sevdiğim kadar seni seviyorum. Sana kıyamadığım acıları alıyorum yanıma. Sevdamı sınadığım bir günü daha bitirmenin gururuyla bir sıfır öndesin sevdiğim, seni bekliyorum. Zaman da sabır da senden yana.