Seni seviyorum. Ayaza tutmuş kasım gecesinde yağmurun ıslaklığı anımsatıyor bunu. Sıcacık bir el üşümüşsünüz diyor derin bakışların ardında, gülümsüyorum. Hani ne münasebet iyi niyet kaçıverse aklım gidecek senden. Anımsıyorum ve seni seviyorum.
Su birikintilerine basmama çabasındayken aklımdan geçiyor başka bir cümle. Bir hediye sevincini hatırlıyorum, sen değilsin. Son günlerin paylaşımını arttıran ve varlığıyla her anımı dolduran biri diyor ki içi sızlayarak, aslında sana bir şey getirmiştim. Anımsıyorum, seni seviyorum.
Coşkulu bir ses alıyorum telefonun diğer ucundan, soğuğa dayadığım sırtımı sarıyor ılık nefesin. Seninle senin heyecanını, sana dair söylemlerimi paylaşıyorum, beni geçti sana uzandı davetler diyorum, çaresiz bir plana yenik, gelmek isteyişinle karşılaşıyorum. Anımsıyorum, seni seviyorum.
Kalabalık, insan sesleri havada, uğultu halinde kahkahalar da herkesin zihni belli ki tenhada. Yapaylık diz boyu, camekan ardı sıcak da mevsim sonbahar hatta belki biraz kış, sokaklar yağmura yenik soğumada. Tanıdığım her insanda kalıyor samimiyet ve reklamın var satır aralarında. Gitsem olmaz, bunca şeyden sonra olmaz canım yakışı kalmaz. Ya kalsam, sevdamın enerjisi inancımla yoğrulsa. İşte tam bu düşünce kol gezerken usumda diyor ki öteki, sakın aşkını ve inancını bırakma. Sahip olduğun şeyi gördük ya zaferdir gelecek aşkta. Düşünüyorum ve durduğum yerde yine anımsıyorum, seni seviyorum.
Denir ya ruh eşini arayan bulur aceleye kapılma, baktığım tablolar arasında bu cümle takıldı aklıma. Diğer yarımsın sevdiğim, sabrım var bir hayatı birlikte yaratmaya. Bastım tuzumu yarama, kaybetmeyi seçmem emekle yoğrulmuş aşksa. Duamsın yine senin diline düşen sözcüklerimle. Duydum ya hayat arkadaşım sen ol isterim dediğini, baktın ya aşkla gözlerime, şükür sevgilim. Uzaklığın özel oluşumdan anlarım. Yine de artık yakınımda dur, ben her zorlukla savaşır zamana aşkımızı saklarım.