Dalgalı bir denize karşı, tenimde sıcaklığını hissettiğim kum taneleri, rüzgarın saçlarımı dağıtışına eşlik eden insan sesleriyle yazıyorum bu sefer sana. Aramızda kilometreler var. Sen geride bıraktığım aşk şehrindesin, ben çocukluğa döndüren Akdeniz'de. Garip oldum eskiden kalma dostları, aşkları ve mekanı görünce. Yıllar sıralandı gözümde, eşlik etti yaşanmışlıklara yaşlar. Hiç birine dahil değildin sen. Oysa şimdi yanımdasın gölge misali attığım adımda. Şakıyor kelimelerim seni anlatırken buralara.
Beni sana hazırlayan geçmişimi bilseydin keşke sende. Tanısaydın sevdiğim dostları, yürüseydin yürüdüğüm kumsalda, yakamoza kadeh kaldırsaydık, oyunlara dahil olsaydık hatta eşim olsaydın karşımda. Kim bilir belki başka bir yaza, uzanan sahile birlikte adım atarız palmiyeler arasında.
Düşünüyorum da yine dilimde dualarımın karşılığına şükran borcum var. Seni verdi ya bana, mucizene dahil oldu ya gece, bize anlam katanların karşısındaydık ve her şeye rağmen varsın ya hala. Binlerce şükür tanrıya. Değdi bak kırgınlıklara. Demiştim ya göz değmedi aşkımıza, bıraktığımız yerden yürüyoruz hayata. Seni seviyorum diyorum serin suların, sıcak güneşin ve geçmiş aşkların uygarlığı olmuş kentlerin ortasında.
Galiba bu yazmalarım bitmeyecek benim. Her gün başladığında içimde neler kalacak sonuna diye bekliyorum. Sana neler anlatacağımı, neleri süslü kelimelerle karşına çıkaracağımı hayal ediyorum. Yaz akşamlarımın tadını değiştirdin sevdiğim. Yılların peşi sıra giderken senle sanki durdu koşturmaca. Geçti bak diyorum ışıltıyla parlayan gözümdeki aşkla, iyi ki de geçti kırgınlıklar. Sevgime dokunmadı iyi ki zaman. Temize çekerken kendimi sen karmaşalarını nasıl çözdün bilmedimse, sana soru işaretli cümleler kurmamak adına zorlandımsa da olsun, biliyorum içinden geçeni.
Bilir misin sen küçücük yüreğiyle elinden elma şekerini düşüren kız çocuğu nasıl buruktur. Ya da keyifle koşturduğu bahçelerde ayağı bir taşa takılan, toparlanamadan kanayan dizine bakarken nasıl ağlar bir çocuk. İçimin ağlayan tarafları büyümemişti benim de. Zaman dedim her seferinde kendime, şimdi işte bu geçmiş zamanın beşiği olan şehirde süzdüğüm yüreğim sana kalıyor sadece. Geçmiş teker teker sana gelen yolların tümseklerini yüreğim ve emin seni tek geçmekte.
Burnumda kesik bir reyhan kokusu, kulağıma gelen dalga sesleri, seni düşünüyorum işte alabildiğine derin suların ücra köşesinden çıkmış değerli bir siyah inciymiş gibi. Palmiyelerin hışırtısı ve ayağıma ılık ılık vuran sahil boyunca attığım her adımda ardımdan geliyorsun, dalga önce senin sonra benim adımımı siliyor, yeniliyor sonra. Eskiden olduğu gibi yakamoza şarkılar söylüyorum. Yüreğimin içi dolup taşıyor şampanya misali patlamayla, sen taşıyorsun etrafa.
Değdi bak yaşanmışlıklara, hatta dedim ya kırgınlıklara. Affetti yürek korkakça yapılan hataları, sardı yaralarını. Yaz bitmede, meltem yerini poyraza bırakmada, gidiyor evlerinden insanlar da. Şehirler bekliyor dönüş yolunda. Karşılayanım olmasan da bilirim yüreğine düşerim ayazlarda. Her şeye rağmen dediğim aşka sahip çıktığım ve şimdi çocukluğumu da içine kattığım varlığınla, binlerce teşekkürüm var tanrıya. Canım, teşekkürüm varlığına. Sevmelerin en güzelisin sen hala..