Yarı bulanık hava misali hüzünden geçen sevinçlerle yazıyorum
Konuğum olduğun gecelerden uzak
Elini eteğini yaşamdan çekmiş de kendinden çekememişlerin isyanını taşıyorum
Sen nerdesin ben nerde
Bunu en çok köprü geçişlerinde Avrupa'dan Asya'ya sorguluyorum
Altımda deniz biraz gri günün ilk saatleri diye
Hafif rüzgarlı çiseleyen bir hava üstümde
Geçiyor zihnimden tutamadığım cümleler
Kabul ettiklerime mi isyandayım
Yoksa yalan yaşantılardan burnum uzamadan geçmeye mi çalışıyorum
Aşksızlıktan öte, aşka boğuyorum da seni n'oluyor
İyi oluyor..
Hadi be, git işine..
Susmalarını bile senle yoğuruyorum
Kalan geriye üç beş cümle, üstüne üstlük sanal alemde
Kim tutar seni gitmeyi istediğin yerde
İçim ağlar belki de acımaz canım
Acıdan geçerek aşka ulaştığım yolları gerisin geri dönmem çünkü
Acı
Hava da beyaz bir martı kanadında kaldı
Acı
Asya'nın topraklarında harmanlandı
Tamsın der miydim yoksa sana anlamlarını verirken
Karanlık geceler, yaza çalan baharlar kadar uzak yakın
Bir yer hıçkırmada içimde
Silmeye mendilin yok da korkular var elinde
Yastık yaptım ben korkularından bana kalanları gecelerce
Bölük uykulardan her uyanışımda yollara attım kendimi
Tenim fark etmeden sensizliği, köprüden önce son çıkıştaydım
Koltuğuma aldığım her yaşamda senin içini açtım
Gün bitti, kaldım..
Gün gitti yine kaldım..
Aşk kaldı mı benle..
İşte onu Ankara yollarında vicdanına bıraktım.
Hicvetmelerim sana değil
Kendimle hesaptaydım
Aldım..
Verdim..
Sonunda yine elimde aşka çıkan bir faturayla kaldım
Adına adadığım niyetleri şimdi bir bahar dalına bağladım
Hayra çıkan yolları yürümeyi öğrenmek zaman alıyor
Zaman, alıyor hoyratlığını görünce kıymet bilemediklerini
Kafana vura vura bir aşk yaratamazdım
O yüzden, aşkı serbest bıraktım
Ve şunu bil ki sevgili özgürlüğüne hiç dokunmadım
Sadece aşkımı öz &gür yaşadım