Düşüm müydün yoksa düşüncem mi
Şimdi hangisinden vazgeçmeli
Attığım adımın ardından diğerini getirmeli
Sözümü kalp duvarlarında çınlattıkça
Gerçeklikte duyduğum ayaklarımın sesi
Bitmeyen yolculuk sendin oysa içimdeki
Şimdi yollardan mı vazgeçmeli
Sessizliğimde bağırıyor duyguya dair şeyler
Ayrıt edebilmek için suskunum
Duyduklarım kendimle hesaplaşmalarım
Masalsı bir son yazıp inanç mı pekiştirmeli
Sır saklayamıyor ki gözlerimin içi
Aksime düşen sensin mazlum bir gülümseme gibi
Şimdi gülüşümden mi vazgeçmeli
İronik bir tanımlama mısın yoksa, tutku mu
Şimdi düşünüyorum da aşkı temize çekmeli
Belki vazgeçmeden yeni anlamlar yüklemeli
Yeni bir gizli özne türetmeli belki de üçüncü tekilden
Başka bir biliş geliştirmeli düşlemlerden geçen
Sen dediğim aşkın en taze hali, erguvanlar gibi
Şimdi bahardan mı vazgeçmeli
Olağandışı yaşamları olağan yaptığımı sandım
Aşk üzerine senden yansıtmalar kattım
Kim bilir belki bitmiş bir sevdanın emanetçisiydim
Paramparça başlangıçlardayım sandım
Gerçektin sonuna kadar aslında da
Ben gerçeğine peri tozları katıp gözlerimi kamaştırdım
Nerde vazgeçtim nerde sevdalıydım karıştırdım
Şimdi bakıyorum da aynadan yansıyan yüzüme
Erguvan zamanında güzelleşen İstanbul gibi
Kendimi karşılıyorum kollarımı açtım
Hoş geldim'