Bir martı çığlığı böldü gecenin karanlığını
Korkusunu sakladığı yerden çıkarmış ağlıyordu
Parlayan gözlerinde daldım ben de hüzün denizlerine
İçimdeki çığlık sanki martıdan yansıyordu
Sokakların sesini dinledim sonra rüzgarın peşinde
Yalnız köpekler sessizce ortalığı kolaçan ediyordu
Saatin on ikiyi vurduğu saniyede tenim ürperdi
Büyü bozuldu masallardaki gibi, gerçeğim sensizliğimdi
Eşkıya basmaz artık sanırdım şimdiki şehirleri
Şehre sen diye verdiğim anlamı saklamıyorum ki
Peki kılıçtan geçirdiğin kalbime ne demeli
Sanmalarımın tezatında şaşkınken, seni eşkıya mı bilmeli
Gün olur yaşanmışlıklar döner devran misali
Yalan ters düz eder içindeki hisleri
Sevgim inceden yağan çiğ misali üstüne düşer
Fark etmemişsindir aşk ıslatmış çoktan yüreğini
Perde kıpırdamıyor şimdi penceremde
Uzaktan bir keman sesi geliyor yanık ezgisiyle
Eskiden kalma türk filmlerinin gölgesinde
İnançla basıyorum tuzumu kılıcının yarası üstüne
Kalbimin sesini dinliyorum vanilya kokulu tütsümle
Serde birazcık şairlik var ya aşk senden diye
Kelimelere giydiriyorum bayramlık elbiselerini
Sana yolluyorum ceplerinde badem şekerleri