İnsan herşeye alışıyor. Yaz bitiyor hüzünleniyor güneşli günlere veda ederken, ardından yağmura alışıyor. Son bahar yine hüzün kokuyor yağmurdan sonra, alışıyor buna da. Değişiyor, farklılaşıyor, olgunlaşıyor ama en çok da alışıyor. Bitmez sandığı şeyler bitip gittiğinde başta şaşırıyor sonra alışmaya başlıyor yine. Ardından alışmışlığına şaşıyor. Yeni sorular sormaya başlıyor kendine yalnızlık hissini anlamak için. Karşılaştığı boşluğu anlamlandırmaya çalışıyor. Olmuyor, vazgeçip yeni anlamlar buluyor kendine, hayata devam ediyor. Ve işte insan her şeye alışıyor.
Duygular taşınır mı insanın içinden. Galiba oluyor. Kalpteki dağınıklığı toplayıp alıp bavulunu terk ediyor duygular. Aşk gidiyor. Arkasına bile bakmıyor bu sefer. Göz yaşı yok. Pişmanlık yok. Emin adımlarla gidiyor gerçekten. İçime bakıyorum ardından; temiz, huzurlu ve dingin. Üstüne üstlük hayli memnun ruh halinden. Beden hafiflemiş rüzğarla dans ediyor, yağmurla ıslanıyor. Bitti. Sadece tek kelime. Yıllar almıştı oysa yaşanırken. Bitti. Hüzün de, öfke de, korku da sadeleşti.
Kelimelerim eskisi gibi değil. Onlar da alıştılar yokluğuna aşkın. Yaraladıkları, yaralandıkları zamanlar vardı. Artık iyileştiriyorlar beni. Hayallerim yenilendi. Cesaretim peşinde hala değişmeyen o. Yeni hayallere cesur bir giriş yapmak istiyorum şimdi. Sil baştan çıkıyorum yola. Yüzümde muzip bir gülümseme neler olacak merak ediyorum. İyisin diyor dostlar, bu sefer gerçekten iyisin. Kendinlesin. Alıştım diyorum kendime, değişimime. Aşkım da değişti, gerçeklerim de.
Sıcak bir temmuz öğleden sonrasıydı içimden düştüğünde, anlamadın. Beklemiştim kalkıp tutunursun diye, tutunmadın. Şimdi sana söyleyecek sözüm bitti sevgili. Bir gün anlarsın bu gidişin gerçekliğini. Adım boşlukta yankılanır, kalbin parçalanır; bir gün anlarsın kaybettiğini.