Kusura doğru gidiyorduk
Kuş sürüleri, kertenkeleler, su zambakları
Kusura doğru gidiyorduk
Aramızda bir acının etten kasırgası
Perdenin soluşunu fark ettik
Doldu yaprağın sayrısı
Yaşlı bir Bizans yosmasıydı zaman
Acemi boyalı, bozuk lehçeli
Boşuna değil ay büyürken uyuyamamak
Dümdüz yaşamak saçımızı tarar gibi
Çünkü ne yapsak yumuşamıyor demir
Ne yapsak titremiyor içi
Orda, zeytin ağaçlarının arasında
Sessiz ve bitkin durmuştuk
Seylantaşları, yaban arıları, eğik bir gök
Bir büküm ot, başıboş bırakılmış bir nesne
Gidiyorduk ağrısına zamanın...