Her kuyuda saçlarını kesen bir kadın oturur
Hırpalanmış güllerin, uğultusunda eti, henüz çiğ
Sabahın dilsizliğini öğrenmiş gibi erken
Ve buğulu bir Modigliani tenhası boynunda
-Ah eşiğim! Eşiğimde kaç ölü sevişme
Eşik ki en dar yolculuktur kadında
Mühürlüydü yüzünün okunmamış mektubu
Tepeden tırnağa dağılıyordu çatısız bir hayal
Hangi yanımdı bu kadın böylesine ırak?
O soyunan bir orman, bense bunaltı akşama
-Ah çıkmazım! En çingenesi mevsimlerin
Ne ki her bahçede azarlanmış rüzgârım
Suçüstüyüz tüm yenik bağışlamalardan
Ağırlaşan çıplaklıktan odalar dolusu
Freud'su bir leke uzar diye derisinde aynanın
Annemin bocalaması hep göğüs uçlarında
-Ah cinnetim! Söktüm rahmimden göğü
Lanetli bir kısrağım ancak hiçlikte soluyan