Usulca geçtim yüzünü
Ardında dağlar vardı
rüzgârlar
Kurt izlerinde uluyan zemheriler vardı
Çık git yüzünün inkarı olmaya.
Zaman can çekişiyor şimdi
Göçüğü altında eski aşkların
Yüzün derin bir kılıç izi aklımda
Daralır kör akrebin parantezi kadar
Sürgit yanılsamadır
dönüp geldiğim
Kimin kıyısında dursam artık
Bir rengin usul usul dağılışı gibiyim
Unutma, kırmızı olur aşkbatımları
İnsan kendine eskir
Zaman, sık yıkanan iç çamaşırlarda
Zaman ki uzaklıktır ağrılı
Vedasız çekip gitmesidir bir günün
Bir sigaranın sessiz tükenişi dumanlı
Ve gizli aşklara sığınaktır
deniz kabukları
Dön gel, sonsuz uzaklık olmaya.