Hayatın Gri Penceresinden Bakıyorum Sana
Sana gri penceresinden bakıyorum hayatın..
Hani beni bırakıp gittiğinde,
Yarım kalan hayatımın…
Şimdi gök&yüzüme sisli bakışların takıldı
Kimsesiz kaldı sessiz çığlıklarım..
Ve ben susmayı öğrenmiştim..
Hep sana susmayı..
Avaz avaz seni susmayı...
Seninle hayata geç kalmayı bile özledim..
Sabah otobüs durağına koşuşturmalarımızı bile..
Farklı duraklara aynı zamanlar da koşuyorduk hep..
Hani koşup gittiğin yollardan bir de geri dönmelerin vardı..
Sadece küçük bir buse için geri dönmelerin..
Ben bana miras bıraktığın o buseyi hala saklıyorum..
Hani korktuğumda sarılırdın sımsıkı..
Titremelerim sana sarılınca geçerdi..
Koluna yatıp uykuya teslim olurdum..
Ben seni çok özledim..
Çok geç kaldığım bir itiraftı belki..
Affet..
Siyah takım elbiseni giymişsin,
Kırmızı kravatını takmışsın..
Söylemiştim sana çok yakıştığını..
Ama gözlerin bir soluk bakıyor, neden?
Sevmiyor mu benim gibi seni, seni küle çeviren?
Sana aşkım diye seslenmeye çekindiğim,
Seni canımdan çok sevdiğim,
Anlamı tarifsiz, kelimelerin çocukça kaldığı,
Senli günlerimi özledim..
Affet..
Seni hiç görmediğim bir kentte öldürüyorum..
Seninle birlikte uğruna can adadığım sonsuz aşkı,
Seninle çocukça düşlerimi, masum gülüşlerimi,
Hasreti, sevgiyi, pembeleri, yeşilleri, ay ışığını,
Seninle hiç vazgeçemediğim gök&yüzünü, sonsuz mavileri
Seninle hayatı,
Hiç sokaklarında koşamadığım bir kente gömüyorum..
Hoşça&kal nefesim..
Sensiz ölüyorum…