Ismarlama bir masalın gelmeyen sonuydun
Seni yazarken tükendi kalem
Şimdi mürekkebin bittiği yerdeyim
Güneşin karardığı satırlarda
Aydınlığa zamansız alıcı
Çıkmaz bir sokaktan geçti uykum, düşlerimde ölü yazgılar
Ben ki sana açılan bir kapıydım o sokakta
İçimde umut zilleri, gökyüzünde kıpırtılar
Kilitleri açtım, gün yürüyordu önümde
İçimden geçen etik maskeli kalabalıklar
Yalnızlığa ters açı
Soğuk yellerle aralandım, menteşelerde gıcırtılar
Yalan cinleri birikti sevdaya açılan eşiğime
Küçüldüm, benimle birlikte küçüldü tüm rüyalar
İşte, ilk kuklamın ipini o zaman kestim ben
Duydunuz mu, yalanın koynunda kederleri aldatan kullar
Doğuma erken sancı
Emzirdiğim ağlak şiirler gecelere düştü sonra
Bir kapı olup sakladım cümleleri, dilimde kötürüm dualar
“Yenilgi gibi durgun, harabe suratlı kâfir!”
Seni yaşadıkça ben, kendimi inkâr ettim
Son kapanışla yürüdü sevgi günahların meydanına
Kuklam: duvar dibinde yosun tutmuş umutlar
Ölüme gülen tanrı
Düşlerden armağan bir masaldın sen hayat.
Açılmamış çiçeğime isimler ararken
Kayboldum soylu kelimelerin çıkmaz sokağında
Kurduğum cümleler dillere gömüldü şimdi
Mezar kokan avuçlarda
Şiirden satıcı