Bu sevdanın dilini çoktan kestim yar!
Suslardayım şiirler boyunca sana...
Ne çok anlatırdın ben susarken
Hatırlar mısın?
Kuru yapraklarımda,son nefes olurdu harflerin;
Dilinden cennete yollar gider sanırdım.
Ben susardım hiç susmadığım kadar,
Sen susma eylemimde büyürdün
Bir istifham kadar.
Kurmaca zeminlere ayaklarım iz döşerdi,
Duymazdım feryatların,hafif meşrep gerçeğini;
Sana konunca zaman,tutulurdu aklımda vuslat;
Ben dağılırdı şimdi denilen yanılgıya,
Susardım...
Sustukça seni büyürdüm,bilmezdin!
Meziyetlerin keşfedince sırlarımı,
Düşünce yetimde yırtık var sanırdım.
Sanki sana uçardı tüm bedensiz fikirlerim,
Ve diriliş gibi cümlelerinde,çiçeklenirdim.
Sen görmezdin yar!
Ve ben asıl bundan susardım...
Çünkü dilime dolanırdı gemilerinin zincirleri,
Derin izlerde çiçekler büyütürdüm sana;
Ana dili,mor rengi...
Ama zamansız patladı,narin boyunlu filizleri...
Bildiğin,çeyrek ucuydu içimdeki fırtınanın;
Nöbetlerimi de tatmadın ki sen hiç!
Ve ben hep sustum tüm bunlara...
Gözüme yakıştırmışım bir kere hüznü,
Aralamadım kimseye susuşumun özünü.
Bu sevdanın dilini ben çoktan kestim yar!
O yüzden her şiirde kangren dizeler,
Her başlık o yüzden kötürüm.
Sustum ben,daha kehanetini içtiğim gün;
Sustum,sana yar dediğim gün...