Dile zor gelen bir hüzün fısıltısı
Sorgulanıyor gecenin koğuşunda
Firari bir sevdanın cesetleşmiş sızısı
Koynunda pıhtı dolu göz taşıran…
Geri çevirebilir kelimeler vedayı!
İçinde tuz kokulu bir lodosun
Hercai zerrelerinde, nefese konsak (?)
Söze zor gelen bir hüzün fısıltısı
Aşırıyor günahlar, gökkuşağının bir rengini
Yerinde çocuk yüreğin sevdası
Aç kalmış avuçlarında kangren gözler…
Alaşağı, tut yukarı işte uçurtma!
Dövünen rüzgârın ritmik sesinden
Rüya ceplerince, renge ersek (?)
Sese zor gelen bir hüzün fısıltısı
Avluda bir saklambaç asılıyor ebesinden
Kaçan; sobe şimdi sevdanın sırtına
Ah oynanmamış dakikaların azap dudağı…
Saklan haydi, bu kaçıncı küs ebe!
Öpüyor kıymık kıymık olgun yaşından
Sobenin yağmurunda, sevdaya tutulsak (?)