İhtiyarlığımı gördüm bugün.
Hırıltıya tutulmuş soluğumdu,
sokaklara tek tük dökülmüş yapraklar.
Girerken aralayıp kapısını dünyanın,
genç bir sonbahar...
Tenim serindi,soğuktu kulaklarım
ve ellerim üşümekteydi
Ve hatta saçlarımda,
Güzün ardına gizlenmiş bembeyaz bir kış vardı,
Her bir teli, bembeyaz bir anı tadında...
İhtiyarlığımı gördüm bugün.
Yorgun parmaklarımla el sallıyordum yüreğine
göçmen kuşların.
Yüreğim,
Bir çınar gövdesi kadar çaresiz izlemekte,
Göz kapaklarıma inen yağmurları.
Yüreğim,
Bir çınar gövdesi kadar ezilmekte...
İhtiyarlığımı gördüm bugün.
Sürükleniyordum sokaklarda güçsüz,
Sokaklar öksüz, boynu bükük yetim...
Ezdim bir zamanlar,
Sürükledim, sürüklendim
Artık büsbütün susmuştum.
Susmuştu yürek, susmuştu dilim.
Bu sonbahar,
Ve ben!
İhtiyarlığımı gördüm bugün.
İhtiyarmışım,
Öldüm bugün...