Öyle aşksadım ki anlatılmaz
Gözünün değdiği her yerde
artık beni göreceksin
Aklımı firara vermişim zaten
Ben ki gurbetim kendime
sensizliğin duvarıyla çevrili
kendi dehlizine sürgün
Aşkın zaferine sancılı şafak
senelerdir kınında
Zulasında hayatın
Ve siyah güneşin çok yakınında
Hiç kimse senin kadar sevilmedi
Benim kadar sevmedi hiç kimse
Bir şiiri kıskandıran gözlerinle
yak beni
Ne varsa gök mavisine
ve bir kuş yuvasına dair
kıpkırmızı kokan gül yaprağındadır
ve üzerindeki şebnem
hep o şarkının nakaratıdır
Kendine ağlamaz elbette bulut
Her yağmur beir yeşil yaratmak içindir
Sanma ki yıkıldım
sanma ki çöktüm
Bir başka bahar
için yaprak dökütüm
Celladı ölüyor kavuşmamızın
Çünkü ağır sevdalıyım
Ve çünkü
tek heceli ölümler demlenir
aşkın semaverinde
Bir deniz özlemiyle aktığım son nehir
yüreğimin o en saklı yerinde
her an ölebilir her an dirilir
Buzları üşüten bazkır ayazı
Ve denizden çıkmış rüzgarlarla gel
Kuru dalları bastıkça kırılan eylül
üzüm karası bir hasrete
soyunup bürünmüşken
Kurşunlara dizilirken susuz denizler
Kapattım penceresini ömrümün
çektim perdesin
Hazırım
Yak Beni.