Seni bir çocuk yürekli sevdi
Ama şımarmadı ki hiç
Hep şımarttı baba gibi
Sanırım kırmadığından kırıldı
Her baba yüreklinin
Sabır sınırı vardır
Canı acıtıp kapı önüne koyar
Yürek silahını kendisinin gönlüne sıkıp
Bende öyle yapım istersen
Sana aşığım dedim sevindin
Cennetime davet ettim
Önce kabul ettin
Tek dakika sonra karasızlığa düştün
Belki de şu lanet şiirim
O dakikadan sonra yola çıkmış
Dertleştik, sırlarımızı verdik
En iyi dostumsun dedin
Ama fazla değil
Sadece bir ay sonra
Hani en iyi dostundum
Şiirini ağlatarak yazdırdın
Neyin var diye sordum
Tek kelime etmeyip
Kaçamak cevaplar verdin
Sana yazdıklarımı tek kalemde silerek
Mürekkebi önce senin beynine
Sonra kalbime sıkarak
Sevdiklerimizi ağlatım mı ne dersin
Tüm isteklerini kabul ettim
Yanlışlarını görmezken geldim
Avrat bile olmaya çalıştım
Başına koyduğun yastıktan
Üstüne örttüğün yorganından
Altına aldığın çarşaftan
Pencereden beklediğin insanlardan
Daha çok değer verdiğim
Bütün dakikalarımı desenine harcadığım
Canımın içine koyduğum
Kalbimin köşküne ektiğim
Ta ciğerimin içinde hissettiğim
Uzaktan en çok kokladığım, sevdiğim
Müge Çiçeğimi yüreğimden söküp
Ayaklar altına alınsın mı diyorsun
Allah aşkına bu kadar
Beni delirtecek sana ne yaptım
Dost olurum dedim, olmaz dedin
Küfür ettim, tehdit ettin
Dün öyleydin, bugün böyle
Yarın belli değil
Ne yapmayı istiyorsun
Veya ne yapmamı istiyorsun
Kulağına bir şeyler mi söylendi
Kendinden soğutmak mı asıl derdin
Gölgeli meşhuru delirtmek mi niyetin
Eğer öyle ise
Aha Bakırköy orada
Yüreğine iki kelime yazarım
Oraya el ele gideriz.