soygun başladı
sabahdı erkenden gözlerinde
akşam olduğunda sedefler ortacıkta
bir sahilde,buğuya bulaşmış yanaklarıyla
terkedilmişti
başkasından
kadındın
yüreğin dağ babalığını emerse
ancak bilebilecek sıcaklıkta
sahra bakışına ram
incecik incecikti
gülüşmelerin
ağlayan içindeki dikenlerdi
yıldızların kovduğu çocuklar
doluşmuştu kapından
incilerin ve mamuşkaların ardından
harap gölgeliklere geçerken yaşam
koşuşmuştu çoçuklar
ardınsıra kapından
şimdi hür özlemleri çoğaltırsın
aşk bulunmaz fırsat kalırken
iki parmağın hep tıkırdar
hep ağlar şafaktaki karıncadan atın
farkındaysan her akşam
her alaca güneşin ardından
bozgunu tutar omuzların
bir adamın arkasından
o adam benim
şehrin puslu aynasından
yarım gülümseyen
körkütük
parkesi Beyoğlu kokan
tanımazsın
şapkamı unuttum Kadıköy vapurunda
şansından
şimdi gel
ben sana kaldım