Sahile indim bugün, sessiz ve buz gibiydi aynı benim gibi...
Hani çivi çiviyi söker derler ya bana hiç işlemedi sahilin bu hali.
Çünkü bende onun gibi soğuk ve sessizdim bu sabah...
Sessiz demek yanlış bir terim oldu sanırım.
Sadece rüzgârın sesi vardı ve benim çıkacakmış gibi çarpan kalbimin sesi...
Sahile vuran dalgalara anlattım seni.
Senin vefasızlığını, vurdumduymazlığını, benden sanki bir canavarmışım gibi kaçışını anlattım.
Sanki benim hüznümü anlarmışçasına daha da coştu dalgalar, daha bir hırçın hal aldılar...
Sonra senin için gözümden damlayan bir iki damla yaş...
Onlarda senin gibi kaçıp gidiverdiler yanımdan.
Ama bunun olması çok doğal değil mi?
Çünkü onlar senin uğruna döküldü göz bebeklerimden.
Senin gibi vefasızlar yani...
Rüzgâr bir an kokunu getirdi oturduğum banka; sanki sana olan hasretimi anlamış gibi...
Ama sigaramın dumanıyla savurdu kokunu sonra.
Belli deniz ve rüzgâr acımışlardı benim bu hüsran halime...
Senden kalan her bir şeyi alıp götürdüler.
Rüzgârın sesi çok uzaklara alıp götürdü beni.
Seninle yaşanmış olan mazimize.
Ne de çok sevmişim seni,
Uğruna bir ömür harcamışım; senin hiçbir zaman fark edemediğin bir ömür tüketmişim sana!
Ardından bir gemi geçti sahilden.
Onun sesiyle kendime geldim.
Sanki biliyordu da sana olan öfkemi beni daha çok yıpranmayayım diye geri getirdi mazimden.
Sonrada uzaklaştı gitti zaten.
Aynı senin gibi.
Ağır ağır kayboldu gözümün önünden.
Ben sadece bakmakla yetindim ardından.
Aynı senin beni yapa yalnız bırakıp giderken benim senin arkandan baka kaldığım gibi...
Seslendim ama dönmedi hiçbir çabam o gemiyi bir türlü geri getiremedi.
Benim seni bir türlü bana geri getiremediğim gibi.
Sahile vuran her dalgaya anlattım seni Ve her dalga ardından gelene.
Daha bir coştular anlattıklarımla beraber.
Duvarı yıkıp beni de kendi aralarına almak ister gibi.
Belki de onlar duvara her vuruşumda tekrar kendimi yenileyebilmem için yapmak istediler bunu.
Bir zamanlar sana benim gibi vurgun olan bu dalgalar, şimdi benim içimde büyüttüğüm öfkeme arkadaş oldular.
Sana bir tavsiyem var sakın sahile gitme,
dalgalar sana kızgın,
dalgalar sana kırgın,
dalgalar sana öfkeli....